Bedava Paylaşım Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Bedava Paylaşım Platformu
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 BİR KURTULUS HİKAYESİ..

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 194
Kayıt tarihi : 14/02/09
Yaş : 30

BİR KURTULUS HİKAYESİ.. Empty
MesajKonu: BİR KURTULUS HİKAYESİ..   BİR KURTULUS HİKAYESİ.. I_icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 8:53 pm

Hacı Ömer Oğlu Hasan da inenler arasındaydı, Çanakkale'den geliyordu.
Yüreği acılarla doluydu. Yıllardır cephelerdeydi. "Yedi asker urbası eskitmişti.
Balkan bozgununda Üsküp, Kosova, Piriştine...nin boynu bükük kalışlarını hiç
unutamazdı. Dönüşte Edirne'de soluklanmış, Çorlu'da, Keşan'da konaklamış,
Çanakkale'ye geçmişti.


Ah o Çanakkale! Ah o Gelibolu! O küçücük yarımada! Kimlere ebedi
istirahatgah olmamıştı ki. Dört tane kayını, biricik ağabeyi Murat'ı o üstü
gibi altı da yeşil tepelere hediye etmişti. Daha yüz binlerce vatan evladı
oralarda koyun koyuna yatıp kalmıştı.


Hacı Ömer Oğlu Hasan, yüreğinden dizlerine doğru yürüyen son bir güçle
köyüne doğru yönelmişti.

Dağ-tepe demeden yürüyor, savaşı da sanki yeniden yaşıyordu. Yıkık-dökük,
viran olmuş köylerden geçti. Ara-sıra kara sakallarını sıvazlıyor, yıllardır
tekdüze hayatı olan acımasız savaşı, iliklerine kadar işleyen kan ve barut
kokusunu yeniden duyarak yürüyordu.


Çoğu zaman seyyar telefonunun başında hissediyordu kendini. "Zaten telefon
başında olmasaydım kemiklerim dahi kalmazdı," diye düşünüyor, Kemal Paşa'nın
hizmetinde olmanın gururunu duyuyordu. Yürürken, Kemal Paşa'nın o sert, sert
olduğu kadar sevecen sesini:"Oğlum Hasan sen misin?" deyişini yeniden duyar
gibi oluyordu. Her görüşmesinde Paşa'nın kendini sesinden tanımasından
duyduğu heyecanı şimdi yine duyuyordu.


Arada bir, yıllardır görmediği, hatta soğuk yüzüne hasret gittiği babasını
düşünmek istiyor, yaşadığı acı ve ıstıraplar, mütarekeden sonra vatan
topraklarının elden çıkışının verdiği üzüntü babasından üstün geliyordu.
Düşünceleri, bütün benliği kan ve barut kokusundan, şehit "ana kuzuları"ndan
başka bir şey hissetmiyordu.


Günler sonra Onaç Yakası'na, Akyokuş'a gelebildi. Aşağıdaki sapsarı ovayı,
Bucak Ovası'nı hasretle uzun uzun seyretti. Erkeksizlikten tarlaların çoğu
ekilememiş, boş kalarak ota-çöpe karışmıştı. Taşkuyu'ya ya da Deliktaş'a
gidecekti. Ailesi oralarda olmalıydı.


Dikilitaş'a geldiğinde oradaki tarlalarında iki kadının çalıştıklarını
gördü. Tarladaki ekini biçiyorlardı. Kadınlar da askeri görmüşlerdi.
Tarlada çalışan Ayşe Ana, yanındaki kızına yoldaki askeri göstererek:

"-Hadi kızım, şu askere bir parça ekmek ver. Kim bilir nereden geliyordur.
Mutlaka açtır, sevap olur", dedi. Kız hemen bir parça ekmek alarak askere
doğru yöneldi. Yanına vardığında:

- "Asker dayı, acıkmışsındır, buyur şu bir parça ekmeği yiyiver," diyerek ekmeği uzattı. Hacı Ömer Oğlu Hasan, kendisine uzatılan " bir tutam esmer yufka"yı aldı. Mis gibi vatan toprağı kokan ekmeği kokladı, öptü başına koydu.
Karnının açlığını öyle hissetti ki...
Ekmeği yiyecek güç bulamadı, genç kıza dikkat kesildi.
Kıza kimin kızı olduğunu sordu. Genç kız:

"-Hacı Ömer Oğlu Hasan'ın kızıyım. Babam savaşta", dedi. Hacı Ömer Oğlu,
işte o anda geçen yılların uzunluğunu gerçekten hissedebildi. Yutkundu,
zorla:

"-Sen Meryem misin?" diyebildi. Ardından da:
"-Kızım ,ben senin babanım," sözünü ekleyebildi.

Bunu duyan Meryem hızla anasına doğru koşuyor, bir taraftan da :

"-Anaa! Anaa! Bu asker , babammış..." diye bağırıyordu.*

Yazari bilinmiyor
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://paylascan.eniyiforum.net
 
BİR KURTULUS HİKAYESİ..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bedava Paylaşım Platformu :: - MuHaBBeT & SoHBeT - :: HiKaYeLeR & YaZıLaR-
Buraya geçin: